SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR AÇISINDAN SORUŞTURMA/KOVUŞTURMA İŞLEMLERİNİN YETİŞKİNLERDEN FARKLI YÖNLERİ

Çocuk yargılaması, çocuğun yararının daima ön planda tutulduğu özel bir yargılamadır. Çocuk yargılamasında genel prensip cezalandırmadan çok iyileştirici ve önleyeci tedbirlerdir. Çocuk yargılamasında amaç, çocukların toplumla bütünleşerek rehabilitasyonunun sağlanmasıdır.

Yetişkinler için başvurulan yargılama sisteminden farklı olan bu özel yargılamada suç işlediği iddia edilen çocuk, yargılama sürecinde ”suça sürüklenen çocuk” olarak nitelendirilir. Suça sürüklenen çocuklar veya korunma ihtiyacında olan çocuklara ilişkin, çocuk adalet sistemine hakim ilkelere ve yetişkinlerden farklı yargılama usullerine göre işlem yapılmalıdır. Çocuk yargılaması, çocuğun üstün yararını temel alır. Yapılan her işlemde, uygulanan her tedbirde dikkate alınması gereken ilk husus çocuğun yararına olup olmayacağıdır.

Çocuğun haklarının korunması amacıyla çocuk yargılamalarının temel ilkeleri Çocuk Koruma Kanunu m.4’te düzenlenmiştir. Çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile hapis cezasına en son çare olarak başvurulması; tedbir kararı verilirken kurumda bakım ve kurumda tutmanın son çare olarak görülmesi, çocuk yargılamasının temel ilkelerindendir.

ÇOCUK YARGILAMASINDA SORUŞTURMA

Çocuk Koruma Kanunu m.15/1 uyarınca, suça sürüklenen çocuk hakkındaki soruşturma, çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılır.

Suça sürüklenen çocuk hakkında uygulanan yaklama, gözaltı veya tutuklama gibi tedbirlerde suça sürüklenen çocuğun özgürlüğünün kısıtlanması en son çaredir. ÇKK m. 4/1-j uyarınca, çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile hapis cezasına en son çare olarak başvurulması gerekmektedir.

Çocuk Koruma Kanunu m.15/2 uyarınca, çocuğun ifadesinin alınması veya çocuk hakkındaki diğer işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurulabilir. ÇKK m. 34/1-b uyarınca, suça sürüklenen çocuğun ifadesinin alınması veya sorgusu sırasında sosyal çalışma görevlisinin, çocuğun yanında bulunma görevi bulunmaktadır.

Ancak ÇKKUİUEHY m.5/4 uyarınca, sosyal çalışma görevlisinin suça sürüklenen çocuğun ifadesinin alınması veya diğer işlemleri sırasında çocuğun yanında bulundurulabileceği şeklinde belirtilerek zorunluluk durumu ortadan kaldırılmıştır. Ancak çocuğun üstün yararı ilkesi ve yönetmeliklerin kanuna aykırı olamayacağı gözetildiğinde, sosyal çalışma görevlisinin işlemler esnasında bizzat hazır bulunması gerekmektedir.

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLARA KELEPÇE VB. ALETLER TAKILABİLİR Mİ?

Adliyeye getirilip götürülmesi, bir yerden bir yere nakledilmesi veya cezaevinden duruşmaya getirilip götürülmesi sırasında ve fark etmeksizin hiçbir durumda ÇKK m. 18 uyarınca çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamayacağı düzenlenmiştir. Madde metninin devamında zorunlu hâllerde çocuğun kaçmasını, kendisinin veya başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için kolluk tarafından gerekli önlem alınabileceği düzenlenmiş ancak bu istisnai durumda dahi kelepçe takılmasına imkan tanımamamıştır.

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUĞUN YARGILAMASINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR NELERDİR?

CMK 185 uyarınca, sanık, 18 yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır.  Davaların birleşmesi halinde de duruşmaların kapalı yapılması talep edilmelidir. ÇKK m.4/1-1 uyarınca çocuğun üstün yararı ve ikincil örselenmesinin önlenmesi için çocuk yargılamasının tamamı gizlidir. Duruşma listelerinde suça sürüklenen çocukların isim, soy isim veya işledikleri iddia olunan suça ilişkin açık bilgilerin gizli olması gerekmektedir. Bu gizliliğin her aşamada ön plana alınması gerekmektedir.

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLARIN DOSYALARI YETİŞKİNLERLE BERABER SUÇ İŞLEMELERİ HALİNDE BİRLEŞTİRİLEBİLİR Mİ?

ÇKK m. 7/1 uyarınca, çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemeleri halinde adli kolluk tarafından çocuklar hakkında ayrı evrak düzenleneceği, soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin ayrı yürütüleceği belirtilmiştir. ÇKK m.17 uyarınca, soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin ayrı yürütüleceği, davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi halinde, birleştirme kararı verilebilir ve dava genel mahkemelerde yürür. Ancak birleştirme kararı yerine yetişkinlerin yargılandığı davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmekte fayda var.

KARAR

Hakim bir uyuşmazlıkla ilgili karar verirken, çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirleri uygulamak suretiyle gerek görürse yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonuna kadar bekletmekte ve bağlantı nedeniyle başka bir mahkemenin kararına dayanmaktadır. Bununla birlikte çocuk hakkında yargılamayı yapan mahkemenin her olayı değerlendirecek bekletici mesele sayma ya da saymama takdirindedir. (AYM, 28/1/2010 Tarih, 2008/25 Esas ve 2010/20 Karar sayılı kararı)

Tutuklama kararı veren hakimliğin çocuğun tutuklanmasına karar verirken öncelikle tutuklamadan başka tedbirler olup olmadığına bakması ve tutukluğu en son çare olarak görmesi gerekir. (AYM, Semra OMAK, B.No: 2015/19167, 17/7/2019)

Çocukların tutuklanması tedbiri son çare olarak düşünülmeli ve  tutukluluk süresi mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır. (AİHM, Nart/Türkiye, B. No: 20817/04, 6/5/2008)

 

 

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir